kstb

telsim

27-01-2017 10:01 GÜNDEM

HİÇ KİMSEYE İSTEĞİ OLMADAN NARKOZ VERMEDİM

“Kürtaj davası” olarak bilinen davada, son sanık Rasiha Serdaroğlu da dün savunmasını tamamladı.Girne’deki Ada Hospital (Tunçbilek Sağlık Hizmetleri Ltd.) isimli özel dal hastanesinde, bazı hamileliklerin yasal olmayan şekilde sonlandırılmasıyla ilgili Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ve halk arasında büyük yankı uyandıran davada sona yaklaşıldı. Kısa bir süre önce iddia makamı davanın ispatı için tanıklarını dinletmiş, emarelerini sunmuş ve davasını kapatmıştı. Ardından da söz müdafaaya geçmişti. Davada yargılanan 6 sanık tek tek yerinden yeminsiz beyan yapıp kendi müdafaaları için tanık çağırmışlardı.Davanın dünkü celsesinde son sanık olan Rasiha Serdaroğlu da diğer tüm sanıklar gibi sanık kürsüsünden yeminsiz beyanda bulundu ve müdafaası için 2 tanık dinleterek savunmasını kapattı.İddia ve savunma makamlarının davalarını kapatmalarının ardından Fatma Şenol’un başkanlığında Yargıç Murat Soytaç ve Yargıç Seren Bensen’den oluşan Girne Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, tarafların hitaplarını yapması için gün belirlerdi. Hitapların tamamlanmasının ardından ise dava karara kalacak.

HİÇ KİMSEYE İSTEĞİ OLMADAN NARKOZ VERMEDİM

Serdaroğlu: Yasadışı bir suç işlemedim

Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde sona yaklaşılan davanın dünkü celsesinde, sanık Rasiha Serdaroğlu da, diğer sanıklar gibi iddia makamı tarafından sorgulanamayacağı müdafaa şeklini seçerek, yerinden yeminsiz beyanda bulundu.

Sanık Serdaroğlu, 40 yıllık meslek hayatında, hiç kimseye isteği olmadan narkoz vermediğini ve yasadışı olarak hiçbir suç işlemediğini söyledi.

Serdaroğlu ilk olarak eğitimi ile ilgili bilgi verdi. Ardından da iş yaşamını anlatan Serdaroğlu, Ada Hospital’in sahibi olan sanık Mehmetali Tunçbilek’le bir dönem Girne Dr. Akçiçek Hastanesi’nde birlikte çalıştıklarını anlattı. Serdaroğlu, emekliliğinin ardından başka bir özel hastanede çalışmaya başladığını, ayrıca Ada Hospital açılmadan önce sanıklar Verda ve Mehmetali Tunçbilek’in özel kliniklerine küçük operasyonlar için çağrıldığını kaydetti. Daha sonra 2013 yılında Ada Hospital’in açılacağı dönemde Verda ve Mehmetali Tunçbilek’in kendisinden yardım istediğini, kendisinin de bunu kabul ettiğini söyledi. Hastanede kendiyle birlikte 2 narkozcu da bulunduğunu anlatan Serdaroğlu, çalıştığı diğer özel hastaneye öncelik verdiğini, ondan boş kalan zamanlarda ve ihtiyaç duyulduğunda Ada Hospital’e gittiğini ifade etti.

“Düzensiz bir hastaneydi”

Ada Hospital ile hiçbir zaman bir anlaşma veya sözleşme yapılmadığını söyleyen Serdaroğlu, hastanenin bir personeli olmadığını, açılışında tecrübeli ve emekli bir kişiye ihtiyaç duydukları için resmi belgelerde isminin geçtiğini kaydetti. 2015 yılı başlarında da başka bir anestezi umanı olan O.A.’nın işe başladığını kaydeden Serdaroğlu, yönetime burada artık olmak istemediğini söylediğini ve isminin de web sitesinden çıkarılmasını talep ettiğini kaydetti.

Sanık Rasiha  Serdaroğlu şöyle devam etti:

“Hastanede bir düzen yoktu. Çok başlılık vardı ve hemşireler arası koordinasyon bozukluğu yaşanıyordu. Ben titiz çalışmayı severim. 40 yıl hep böyle çalıştım. Diğer özel hastanelerde hastalar adına protokol vardı ancak burada yoktu ve kendimi güvencede hissetmediğim için ayrılmak istedim, hatta Anestezi Uzmanı O.A. geldikten sonra çok uzun bir süre de hiç gitmedim.

Bu davanın başlamasıyla birlikte, avukatlarım sayesinde hastane defterlerini inceleme fırsatı buldum. Benim yurt dışında olduğum dönemlerde orada olan birçok farklı ameliyata narkozcu olarak ismim yazıldı. İnceleyince şok oldum. Diğer narkozcuların ismi silindi ve benim ismim yazıldı. Ve benim bu tarihlerde yurt dışında olduğum polis kayıtlarında mevcuttur.

Ada Hospital’e yaklaşık 6 ay gitmedim. 22 Ocak 2016 tarihinde Verda hanımın, benimde tanıdığım çok riskli bir sezaryen ameliyatı oldu ve arandım.  Uzun bir süre sonra hastaneye gittim ve ameliyata girdim. 2015 Aralık ayı içerisinde beni Girne Akçiçek Hastanesi Başhekimi aradı ve Fahri Karagözlü’nün kendisine, anestezi doktorlarının kullandığı ‘kas gevşetici’ ilacın olup olmadığını sorduğunu söyledi. Başka bir doktor da olmadığını söyledi. Ben de başka bir özel hastanede olduğumu, 10 dakika sonra Ada Hastanesi’ne gidebileceğimi söyledim. Ben gittim ama arabadan inmedim, beni bir hemşire kapıda beklerdi. Hemşireye ilacı verdim ve ayrıldım.

Tüm dava boyunca hep Fahri Karagözlü’nün ekibinin bir parçası olduğumu söylediler. Ben bir ekibin parçası değilim. Telefon dökümlerimde lokasyonum belli oluyor. Beni ameliyatlara girmekle suçluyorlar ancak ben tanıkların söylediği tarihlerde orda ameliyatlarda değildim.

Hiçbir ameliyatta cerraha karışma hakkımız yoktur. Ben ona bir tahlil daha yap ya da tekrar ultrasonda bak diye bir cümle kuramam. Cerrrah da benim hangi narkozu ne derecede vereceğime karışamaz. Fahri beyle 2014 yılında ilk defa ameliyatlarda birlikte çalıştık, daha önceden tanıyordum ama hiç birlikte çalışmadık.”

Serdaroğlu son olarak, hiç kimseye bugüne kadar rızası olmadan narkoz vermediğini ve bir ekip halinde hiçbir hamileliği sonlandıracak bir suç işlemediğini belirtti ve “en mükemmel adalet, insanın kendi vicdanıdır” diyerek sözlerini noktaladı.

2 tanık dinletti

Sanık Rasiha Serdaroğlu’nun yeminsiz beyanının ardından müdafaası için iki tanık dinlendi. İlk tanık olan Girne Kaza Mahkemesi Ceza Mukayyitliği’nde görevli memur dinlendi. Görevli memur, meseleyle ilgili olarak daha önce tutuklanan iddia makamının tanıklarının teminatlarıyla ilgili bilgi verdi.

Ardından da ikinci tanık olarak 30 Ekim 2015 tarihinde Ada Hospital’de doğum yapan S.Ö., isimlik kadın şahadet verdi. S.Ö., sezaryen doğumu sırasında ameliyata Dr. Fahri Karagözlü, hemşire Ayşegül İşbilen ve Anastezi Uzmanı O.A.’nın girdiğini söyledi.

Taraflar davalarını kapattı

Sanık Rasiha Serdaroğlu’nun avukatı Tahir Seroydaş, başka tanıkları olmayacağını mahkemeye beyan etti ve hitabını yapması için kısa bir tehir talep etti. Girne Ağır Ceza Mahkemesi heyeti de, 2 Şubat 2017 tarihinde Rasiha

Serdaroğlu’nun avukatı Tahir Seroydaş’a, 7 Şubat 2017 tarihinde Fahri Karagözlü’nün avukatı Güneş Menteş’e, 9 Şubat 2017 tarihinde sanıklar Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan’ın avukatı Emre Kadri’ye, 13 Şubat 2017 tarihinde ise Verda Tunçbilek’in avukatı Mustafa Şener’e ve Mehmetali Tunçbilek’in avukatı Serhan Çınar’a hitaplarını yapmaları için gün verdi. İddia Makamı Başsavcılık adına davayı yürüten Kıdemli Savcı Erdinç Akyener ise hitabını 14 Şubat 2017 tarihinde yapacak.

 




DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Puan Durumu