kstb

telsim

21-06-2017 22:38 GÜNDEM

İzlediği yöntem kolaycı ve popülist

Yenidüzen Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı, hükümetin medya kuruluşlarına 8 aydan fazla bir zamandır üzerinde çalıştığı bir program ile destek verecek olmasının Bakanlar Kurulu'nda karara bağlanmasının ardından Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay'ın yaptığı açıklamayı eleştirdi. Mutluyakalı, Özersay'ı yaptığı açıklamalar nedeniyle “kolaycı” ve “popülist” olmakla suçladı. Özersay'ın programın içeriğine bakmadan, araştırmadan eleştiri yaptığını yazan Mutluyakalı, “İşte bu onca laf ettiğiniz destek programı, basın emekçilerinin yatırımların tamamlanması için! Yani bu para, her seferinde, sigortalardan alınacak formlarla, ilgili yatırımların yapılanmasına yönlendirilecek...” dedi.

İzlediği yöntem kolaycı ve popülist

Sosyal medya üzerinden yayınlanan yazı kısa sürede onlarca yorum alırken, programın kademeli olarak gerçekleşeceği ve aralarında Süleyman Ergüçlü, Başaran Düzgün, Rasıh Reşat ve Cenk Mutluyakalı gibi gazetecilerin de bulunduğu bir komite tarafından hazırlandığı ortaya kondu.

İşte Cenk Mutluyakalı'nın o yazısı:

Hükümet medyaya 'destek' için bir karar aldı.

Kudret Özersay, Halkın Partisi adına izlediği kanımca son derece "kolaycı" ve "popülist" bir yöntemle, bunu eleştirdi.

Ve yorumlar yorumlar yorumlar...

"Ortak öfke"ye oynamak ne yaman...

"Yeni siyaset" bu mu sevgili Kudret Hocam?

Sormadan, araştırmadan, 'acaba neymiş' demeden...

Bu bayağı bildiğimiz "eski" siyasetin ajitasyon halleri, alkış toplama kolaycılığı...

Acaba neymiş gerçekten!

Ama kimi kalıplar ve sloganlar var ya, hemen 'müşteri' buluyor...

"Medyayı satın alıyorlar..."

Ayda 20 bin liraya !?

Ne ucuzmuş bu medya!

BRT'ye her ay 5 milyon ödeniyor mesela?

Satın almanın feriştahı demek ki!

Öyle ya.... 'Devlet' de bir tek gazetecilerin devleti değil; yoksa hayvancının, üreticinin, hellimcinin, turizmcinin, tiyatrocunun, hekimin, hakimin hepsinin devleti...

Yani bu mantıkla, maaşını devletten alan hakim, hükümete mi satılıyor, denetim yaparken?

Peki bu "destek" niçin?

Nasıl ortaya çıkmış....

Sormadınız da söyleyeyim...

BASIN EMEKÇİLERİ İÇİN....

Neden mi?
Çünkü pek çoğunun 'yatırımı' dahi yok...
Hiç yok.
'Sıfır'...

Kudret bey, ekranlarda karşına oturup saatlerce meram anlattığınız o meslektaşlarımız var ya, çoğu, iki bin liralık maaşları dışında güvencesiz...

'Devlet' kimin için peki?

Medya destek programı üzerinde 8 aydır çalışılıyor bu 'kriterler'...

İlginçtir, aynı temelli program, güneyde de çalışılıyor.

Bir 12 ay da önceki hükümet döneminden çalışma var...
Bir önceki hükümet döneminden de 24 ay...

"Medya İlan Kurumu" yapısı için, çok daha kurumsal...

Umarım bir gün o da olur...

Çerçevesi çizilmiş, adı konmuş kriterler dahilinde bir program olmayınca ne oluyor, biliyor musunuz?

Bu paraların 'misli misli' fazlası aktarılıyor, el altından, iktidara yakınlar alıyor, başka başka isimlerle...

Bir komitemiz var, benim de yer aldığım, Süleyman Ergüçlü ve Başaran Düzgün'le başlamıştık, sonra Rasıh Reşat da katıldı, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği başkanlık yaptı... Bu program, tüm medya örgütleri ile paylaşıldı.

Ve kademeli bir destek programı hazırlandı.

Niye kademeli?
Çalışan sayısına göre çünkü...
Ve hatta taslak öneri, bu paranın, doğrudan BASIN EMEKÇİLERİNİN ADINA, YATIRIMLARINA ÖDENMESİ için yazıldı, çizildi, imzalandı.

İşte bu onca laf ettiğiniz destek programı, basın emekçilerinin yatırımların tamamlanması için!

Yani bu para, her seferinde, sigortalardan alınacak formlarla, ilgili yatırımların yapılanmasına yönlendirilecek...

Yoksa....

Evet, iki bin lira maaşa ve güvencesiz, yatırımsız bu insanlar, medyanın içinde bulunduğu koşullarla ya terk edecek mesleği, ki yerlerine kim(ler) gelecek biliniyor, ya da satılacak...

Bir 'dönüşüm programı' bu....

Hem emekçilerin hayata tutunması, hem de medyanın...
Hem gazetecilerin 'güvenceli' çalışması, hem de 'dijital dönüşüme' proje üretilmesi....

Ve 'siyasi gazeteler' de eğer, logosunun altına, parti amblemini yayınlarsa... Yani bu durumu ilan ederse...
Çok 'sembolik' bir rakam alacak.

Niye?
Çünkü bu gazeteler sadece 2-3 personelle yayınlanıyor...
"Kriterler" dışında kalmasınlar diye...

Çünkü bu gazeteleri hazırlayanlar da vekiller, militanlar değil, bunlar da gazeteciler...

Siyasi parti gazeteleri ve mesleği gazetecilik olan insanların sahip olduğu yayın kurumlar, sigortamız....
Yoksa gidişat nereye?
Farkında değil misiniz yeni 'gazete sahiplik yapısının'....

Devlet 'destek' vermezse, bu gazetelere kim destek veriyor farkında mısınız?
Casinolar, tefeciler, mafya falan...

Kudret beyin popülist sözlerine içerledim...

Niye?
Televizyonlar da bu desteği alıyor üç senedir, ekran ekran geziyor oysa başkanımız...
İsyan etmiyor!
Bir de...
Niye tek kelam etmiyor, kimi gazetelerin başka başka aldığı paralara?
Olmaz değil mi?
Sonra gücenirler, yer vermezler...

'Hükümetten para alan emir de alır' mı diyorsunuz.

Ne kadar kendine güvensiz ve gazeteciler potansiyel satılık meta gören bir anlayış bu!

Geçen yıl da medyaya yardım yapıldı.
Bu hükümet yaptı.
Her gün, hem de her gün, yönettiğim gazetede hükümete yönelik yazmadığımız, çizmediğimiz kalmadı.
Kudret bey de okuyor, üzerine konuşuyor yazdıklarımızın!

Niye satılmadık?

Yine almıştık....

Ve bu aldığımız paralar da yetmiyor, bu değirmeni döndürmeye...

Yeni siyaset yapacaksak, en azından önce bir konuşalım, neymiş, niçinmiş... Hele bir araştıralım bu sektörün koşullarını....

Birilerini davet edelim de soralım, "ne yapıyorsunuz arkadaşlar, nedir medyamızın durumu?"

Doğrusu, henüz kararı görmedim....

Ama şunu biliyorum.

15 senedir birlikte çalıştığım gencecik insanlar var...

Ve eğer böylesi programlar geliştirilmezse, yarısı ile vedalaşacağız...

O kadar zor ki bu duygu.

Bıçak gibi be!

İnsanın böğrüne saplanıyor...

Elbette 'gazeteler' çıkmaya devam edecek, her koşulda...

Ama eğer buysa 'yeni' kafalar...

O gazetelerde, gazeteciler olmayacak...




DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Puan Durumu