kstb

telsim

26-10-2020 10:27 GÜNDEM

Ya insan insana bunu yaparsa?

Ya insan insana bunu yaparsa?

  Son günlerde ülke gündemini fazlası ile meşgul eden ,infial yaratan tecavüz olaylarına dikkat çekmek istiyorum… Evet, küçük bir ada olmasına rağmen ülkemizde yaşanan tarifi ve tanımı zor tecavüz olaylarının faillerinin cezasız kalmaması mağdurlarında toplum içinde yok olmaması adına bu olayların gündemde kalması kanaatindeyim.

 Çünkü bu sapıklar her gün aramızda geziyor ve mağdur ettikleri hayatımızın acı bir parçası oluyorlar.

Özelikle cisel hastalık diye tabir edilen cinsel sapkınlıkları genelde 3`e ayırırlar.

Zoofili (hayvan seviciliği), Nakrofili (ölü seviciliği), Pedofili  (Çocuk Seviciliği) diye.

Her üçünü de anlatmaya miğdemiz yetmeyeceği için detaylarına girmeyeceğim.

Bu hastalikli veya sapkın kişilerden ziyade ben olayın mağdurlarının daha sonraki yaşamsal verilerine değinmek isterim.

İnsanda bunun nasıl nüksettiğini daha iyi anlayabilmeniz açısından bir veterinerin hayvanlara tecevüz olayları sonucu izlenimlerinden örnekler vermek isterim.

Şöyle anlatıyor veteriner olayı;
13 senelik barınak yöneticiliğim sırasında yaklaşık on tane hayvana yönelik tecavüz vakasıyla karşılaştım. En son yaşadığımız vakada mağdur olan köpeğe madde  bağımlısı kişiler tarafından metruk bir eve kapatılarak uzun bir süre tecavüz ve işkenceye maruz kalmıştı. Yapılan bir ihbar sonucu hayvan severler ve barınak görevlileriyle birlikte kurtardık. Üstelik yapılan muayene sonucu, kurtarıldığı gün bile tecavüze uğradığı tespit edildi. Sadece tecavüz değil, işkence de görmüştü. Sevgi ve ilgiyle hayata döndürdüğümüz hayvan, bir süre sonra çok iyi bir aile tarafından sahiplenildi.
Hayvan, kendisine asla dokundurtmak istemedi, yemek yemedi, su içmedi, tedaviyi kabul etmedi, müşaade bölümündeki kafesinde korkmuş ve şok vaziyette öylece durdu. İşkence ve tecavüz edenler de insandı, onu o evden alıp buraya getirenler de insandı. 'Acaba burada da aynı işkence ve tecavüzlere maruz kalacak mıyım?' korkusunu uzun süre yaşadı ve bize güvenemedi.
Tecavüze uğrayan hayvanlar acılar ve kanlar içinde bazen terk ediliyor, bazen tecavüz edildikten sonra öldürülüyor.
Tecavüz vakalarında sadece tecavüzle yetinilmediği, fiziksel travma oluşturacak şiddet ve işkence uygulandığı yapılan ilk muayenede ortaya çıkıyor. Fiziksel travma her ne kadar kısa sürede tedavi edilse de, psikolojik travmanın tedavisi çok zor. Tecavüze uğrayan hayvan, mayor depresyon belirtilerinin tamamını gösterirken, insan ile duygusal bağlantısını tamamen kaybediyor. Bu noktadan sonraki süreçte insan tarafından yemek ve suyunun verilmesi bile onun için çok korkutucu bir seremoniye dönüşüyor. Bu durum, çoğu zaman hayvanı ölüme kadar götürüyor. Hayvanlara yapılan tecavüz ve şiddet, onların acı verici şekilde, yavaşça ölüme gitmeleri demek.

Yani tecavüze uğrayan hayvan bir süre sonra insana güvensizlikten ölüyor.

Ya insan insana bunu yaparsa?

Hele bu insan dediğimiz canlı bunu kendi öz kızına yaparsa acaba mağdurun durumu ne olur?
Yani kadına şiddet veya tecavüz, çocuğa şiddet veya tecavüz, hayvana şiddet veya tecavüz bunların hepsinin mantığı aynı; cevap veremeyecek, karşı koyamayacak olana saldırmak.

 Sapkınlık önce masumdan başlıyor. Bunları yapan kişi yakalanabilirse çok komik bir ceza ödüyor ama yakalanmazsa, suçuna devam ediyor.

 Bu tiplerin dini, milliyeti, statüsü  vs… olmuyor.

Her dinden, her milletten, her statüden insanlarda bu sapkınlıklar olabiliyor.

Bu tür vakalarla karşılaşıldığı zaman metropollerde sıradan bir olay gibi mesele kaybolup gidiyor, küçük toplumlarda tedavi süreci daha keskin oluyor.

Evet, adamız ufak bir ada ve yaşadığımız son tecavüz olayları kendi kendimize biz nereye gidiyoruz denecek cinstendir.

Önümüzde iki seçenek var;

  1. Suçlulara en ağır cezayı uygulamak için kamu oyu yaratıp, gerekirse meclisin önünde yatıp ilgili suçlar için en ağır yasaların çıkmasını sağlamak.
  2.  Mağdurun hayata dönmesini, yaşama sıkı sıkıya sarılmasını sağlamak için toplumsal dayanışmamızı en üst düzeye çıkarmak. Mesela onlar için en iyi iyileştirme merkezleri kurmak. Hatta onların topluma katılmaları için önce toplumu eğitmeden bile başlayabiliriz.

Düşünsenize bir köpekte gözlenmediğimiz tecavüz sonrası ölüme giden hayat serüveni, aynı dili konuştuğumuz insanda ne derin yaralar açıyordur.

Gelin köpekleri de insanları da, insan kılıklı canlılardan koruyalım.

Hiçbir şeyde bir araya gelemiyorsak ta bu konuda bir araya gelelim, `suçluya ceza, mağdura vefa ` sloganı bu konuda bir olalım.

Gelin insana insanlaşmayı öğretelim ki, hayvanlar kederinden ölmesin.




DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Puan Durumu