kstb

telsim

27-12-2016 12:22 GÜNDEM

Yasadışı iş yapıldığını düşünmedim

Yasadışı kürtaj davasında, sanık Mehmet Ali Tunçbilek dün yerinden yeminsiz beyan verdi, “Bu suçla bir bağlantım yok” dedi

Yasadışı iş yapıldığını düşünmedim

Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen yasadışı kürtaj davasında, sanık Mehmet Ali Tunçbilek dün, tanık kürsüsüne çıkmadan ve yemin etmeden yerinden beyanda bulundu. Tunçbilek, kendisine yöneltilen hiçbir ithamı kabul etmediğini, kanunsuz kürtaj ve sezaryenle bir alakası ve bağlantısı olmadığını, hastanede olduğu sürece de bu olayla ilgili hiç kimsenin kendisini uyarmadığını ve ilk günden beridir polise yardımcı olduğunu söyledi.

Fatma Şenol başkanlığında, Yargıç Murat Soytaç ve Yargıç Seran Bensen’den oluşan Girne Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti’nin baktığı “Kürtaj davası” nda İddia Makamı Başsavcılığı Kıdemli Savcı Erdinç Akyener temsil ederken, sanık Mehmet Ali Tunçbilek’i Avukat Serhan Çınar, sanık Verda Tunçbilek’i Avukat Mustafa Şener, sanıklar Ayşegül İşbilen ile Taner Okburan’ı Avukat Emre Kadri, sanık Fahri Karagözlü’yü Avukat Güneş Menteş ve sanık Rasiha Serdaroğlu’nu Avukat Tahir Seroydaş ve Avukat Ömer Başay temsil ediyor.

Söz savunmaya geçti

Girne Ağır Ceza Mahkemesi, görüşülen yasadışı kürtaj davasında, sanıklar Mehmet Ali Tunçbilek ve Verda Tunçbilek’in avukatlarının ‘beraat’ talebini reddetmişti. Dün ise heyet, sanıkları savunmaya çağırdı. Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’i savunan Avukat Serhan Çınar, müvekkilinin yerinden yeminsiz beyanda bulunacağını ve daha sonra da 3 tanık çağıracağını açıkladı. Sanık Mehmet Ali Tunçbilek, yemin etmediği için mahkemeye söyledikleriyle ilgili olarak savcılık tarafından sorgulanamadı.

Tunçbilek beyanını yaptı

Sanık Mehmet Ali Tunçbilek, 2005 yılında eşi Veda Tunçbilk ile doktorluk yapmaya Marmaris’te başladıklarını söyledi. Daha sonra 2008 yılında Kıbrıs’a geri dönüş yaptıklarını kaydeden Tunçbilek süreci şu şekilde anlattı:

“2010 yılında eşim Verda Tunçbilek, Türkiye’de tüp bebek üzerine 6 ay kurs gördü ve uzmanlık belgesini aldı. 2012 yılında da Sağlık Bakanlığı’nın onayıyla Tüp Bebek Merkezi ve Özel Dal Hastanesi açtık. Sanık Fahri Karagözlü de başhekim olarak göreve başladı. Karagözlü ile anlaşmamız, başhekimlik üzerineydi, kendi hastaları ve ameliyatlarını kendi ayarlıyor ve eğer hastanede ameliyat yapacaksa bin TL ücret ödüyordu. Girne’de ve başka bölgelerde çalışan doktorlarda bizim hastanemizin ameliyathanesini bu şekilde kullanıyordu. Ameliyat işlerini hastanenin resepsiyonundaki görevli yapıyordu. Ben veya eşim bu ameliyatları koordine etmiyorduk. Benim uzmanlığım Kulak Burun Boğaz’dır ancak, hastanede işler yoğunlaşmaya başlayınca, Tüp Bebek Merkezi’nin idari işlerini ben yönetmeye başladım. Eşim tıbbi işlere bakıyordu ben de idari işlere bakıyordum. Sanık Fahri Karagözlü tüp bebek işlerine karışmazdı, benim eşim de Fahri Karagözlü nün işlerine karışmazdı. Bizimle yaptığı anlaşma gereği sadece başhekimlik maaşı alırdı. Bir gün Türkiye’den beni tüp bebekle ilgili bir doktor aradı ve şikâyette bulundu. Bir tüp bebek hastasının odaya yatırılmadığında şikâyet etti. Ben de Fahri Karagözlü ile yemekhanede karşılaştım ve ‘hastanede az yatak kapasitemiz var, bu ameliyatlara ihtiyacımız yok’ dedim. Fahri Karagözlü nün kadın doğumla ilgili hastaları 2 veya 3 gün hastanede kalıyordu ve o zaman da tüp bebeğe gelen hastalar için oda bulamıyorduk. Hastanenin yeteri kadar para kazandığını söyledim. Konuşma bu şekilde geçti.

Kıbrıs’ta bütün doktorların kürtaj yaptığını biliyorum. Fahri Karagözlü’nün yasadışı bir şey yaptığını hiç düşünmedim. Beni hastanede hiç kimse uyarmadı ve hiç kimseyle böyle bir konuda diyalogum olmadı. Hiç kimsenin suç işlemesine yardımcı olmadım ve ilk günden polise yardımcı oldum.”

Dava bugün devam edecek

Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in yeminsiz beyanının ardından mahkeme davayı, devam etmek üzere bugüne erteledi.


Kaynak: kıbrıs gazetesi

DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Puan Durumu