Rasıh Reşat yazdı: Hasan’ı Kovmirem, Tüzüğü de geçirmirem

Yaşı müsait olan herkes Kemal Sunal ile Şener Şen’in başrollerini oynadığı Kibar Feyzo adlı filmi bilir. Kemal Sunal’ın canlandırdığı saf Anadolu delikanlısı Feyzo, başlık parasının taksitini ödemek için bin bir numara çevirince Ağa Şener Şen tarafından köyden kovulur. Her kovulup af sonrası geri geldiğinde, şehirde öğrendiği yeni bir fikir ile gelen ve ortalığı biraz daha karıştıran Feyzo’yu ağa artık kovmamaya karar verir.
Feyzo ne yaparsa yapsın ağa sinirlense, delirse de çok istediği halde, Feyzo’nun işine geleceği için onu inatla kovmaz. Falakaya yatırır, öküz yerine çifte sürer ama Feyzoyu kovmaz. Feyzo ‘Ağam döveceğine kov beni’ dedikçe, ‘Kovmirem’ der Ağa.
Hasan Taçoy, Kibar Feyzo gibi her fırsatta, Başbakan ve UBP Genel Başkanı Genel Başkan Ünal Üstel Ağa’ya meydan okuyor. Gazetelere demeç veriyor, televizyonlara çıkıyor Üstel’in çekilmesi gerektiğini, çekilmeyecekse de bir an önce Kurultaya gidilmesi gerektiğini ve aday olduğunu her fırsatta söylüyor.
Anlaşılan o ki Taçoy’un stratejisi kendini bir şekilde kabineden kovdurmak, mağdur olmak ve Üstel karşıtları ile daha sıkı ilişkiler kurup, Başkanlık yarışına ivme vermek. Bu yarışı ve gerekirse kavgayı yürütmek konusunda karar verdiği belli olan Taçoy, Üstel’in kabinesinin bir parçası olduğu sürece kararını kararlılığa dönüştüremiyor bir türlü. O nedenle kovulması şart.
‘Kov beni ağam’ diyor. Ünal Üstel ise ısrarla ‘Kovmirem’ diyor.
Taçoy dün yine kendini kovdurma girişimi yaptı anladığımız kadarıyla.
UBP Grup toplantısında, tüzük değişikliği ve Tüzük kurultayı gündemiyle toplanılmasına karşın, Taçoy’un, kabinedeki diğer bakanlardan farklı olarak, ‘tüzük kurultayı değil Ekim’de Olağan Kurultay yapalım. Yarışalım’ demiş.
Neyse Taçoy’un kendini kabine dışında bıraktırmaya, yani kendini kovdurmaya çalışmak yerine, ‘Ben sana karşı adayım o nedenle ekibinde görev yapamam etik değildir’ deyip istifasını sunması gerektiğini düşünenlerdenim, ama herhalde Hasan Abi’nin de bir birliği vardır. Ama diğer taraftan Ünal Abi’nin de bir bildiği vardır diye düşünürüm. Göreceğiz.
Taçoy’u bırakıp dünkü grup toplantısına gelecek olursak, tartışmalara sahne olduğunu anlıyoruz. UBP’nin üyelik sisteminden DLG sistemine geçişi öngören ve 20 Bin civarı üyeden, beş bin civarı DLG ile parti kararlarının alınmasını sağlayacak yeni bir tüzüğün, vekiller tarafından fazla destek gördüğü söylenemez.
Taçoy hariç, Üstel’in kabinesinde bulunanlar yeni tüzük fikrini destekler görünse de, Üstel vazgeçtiği anda onların da vazgeçeceği biliniyor.
Yani tam manasıyla bir yeşil ışık almadı.
Bazı vekiller, 5 bin rakamının çok düşük olduğunu ve üyeye geçişten sonra hemen her kurultayda oy kullanan 7– 8 Bin arası bir rakama getirilmesi gerektiğini söylerken, bazı vekiller ise, üyeye geçişten sonraki Özgürgün Başkanlığında 21 Milletvekili kazanıldığını, Sucuoğlu zamanında ise 24 vekil kazanıldığını bu nedenle sorunun üyelik sisteminde olmadığını, sorunun parti içerisinde olduğunu söylediler. Elde ettiğim bilgilere göre, meclis grubunun büyük çoğunluğu aslında gerek yerel, gerekse de ara seçimde yaşanan mağlubiyetin analizinin yapılmadan, teşhis konmadan, tedavinin tüzük değişikliği olup olmayacağının kestirilmeyeceği görüşünde olduğudur.
Hatta bir vekilin, partinin belli organlarından birer temsilcinin temsil edileceği bir tüzük komitesinin oluşturulması ve tüzüğün daha da olgunlaştırılarak aceleye getirilmemesi görüşünün ağır bastığı da ifade ediliyor.
Üstel’in ise bu konunun zamanlaması konusunda çok da ısrarcı olmayacağının sinyalini verdiği de belirtiliyor.
Neticede UBP Grubu seçim mağlubiyetlerinin analizini yapmadan, herhangi büyük bir adım atmamak konusunda bir eğilim gösterdi. Üstel ise Taçoy’u kovup da kendi başına bela etmemek için güttüğü zamana oynama stratejisi gibi bir stratejiyi tüzük konusunda güdecek gibi duruyor.

DİĞER GÜNDEM HABERLERİ

49 araç trafikten men edildi.

Yüksek Mahkeme Başkanlığı’na Bertan Özerdağ getirildi

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, TC Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’i kabul etti

Burak Maviş: Yozlaşan tüm yönetim anlayışlarını protesto etmek için herkesi yürüyüşe davet ediyoruz

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, toplumsal düzenin, refahın ve adaletin ancak toplumsal birliktelikle sağlanabileceğini vurgulayarak, yozlaşan tüm yönetim anlayışlarını protesto etmek isteyen herkesi..