kstb

telsim

11-01-2017 13:14 GÜNDEM

Hiç yasadışı bir şey yapmadım

‘Kürtaj’ davası sanıklarından Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan da yeminsiz beyan verdi

Hiç yasadışı bir şey yapmadım

Girne’deki Ada Hospital (Tunçbilek Sağlık Hizmetleri Ltd.) isimli özel dal hastanesinde, bazı hamileliklerin yasal olmayan şekilde sonlandırılmasıyla ilgili Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın dünkü celsesinde sanıklar Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan da sanık kürsüsünden yeminsiz beyanda bulundu. İki sanık da kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmediklerini beyan etti. Ardından da sanık Taner Okburan’ın müdafaası için bir tanık şahadet verdi. Dava 12 Ocak’ta kaldığı yerden devam edecek.

Fatma Şenol’un başkanlığında Yargıç Murat Soytaç ve Yargıç Seran Bensen’den oluşan Girne Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin baktığı davanın dünkü celsesinde sanıklar Ayşegül İşbilen ve Taner Okburan da yeminsiz olarak yerinden beyan verdi. Ardından da sanık Taner Okburan’ın avukatı Emre Kadri, müvekkilinin müdafaası için mahkemeye tanık dinletti.

İddia Makamı Başsavcılığı Kıdemli Savcı Erdinç Akyener temsil ederken, sanık Mehmetali Tunçbilek’i Avukat Serhan Çınar, sanık Verda Tunçbilek’i Avukat Mustafa Şener, sanıklar Ayşegül İşbilen ile Taner Okburan’ı Avukat Emre Kadri, sanık Fahri Karagözlü’yü Avukat Güneş Menteş ve sanık Rasiha Serdaroğlu’nu Avukat Tahir Seroydaş ve Avukat Ömer Başay temsil ediyor.

İşbilen: Doktorlara müdahale etme hakkımız yoktur

Kürtaj davasının dünkü oturumunda ilk olarak sanık 3 Ayşegül İşbilen, yerinden yeminsiz beyanda bulundu. Ada Hospital’da iki buçuk sene önce işe başladığını anlatan İşbilen, tüm doktorlara eşit mesafede olduğunu belirtti. Sanık Fahri Karagözlü’nün Verda Tunçbilek’e karşı daha kibirli bir yapısı olduğunu ve her hemşireyle çalışmadığını anlatan İşbilen, son zamanlarda, sanık Karagözlü’nün ameliyatlarına kendisi ve sanık Taner Okburan’ın girdiğini söyledi. İşbilen şöyle devam etti:

“Biz hemşirelerin doktorlara müdahale etme hakkı yoktur. Tıbbi tanıyı kim koyarsa sorumluluk o doktorundur. Doktorlar ne söylerse biz onları yapardık. Bizim tanı koyma hakkımız yoktur. Hiçbir zaman detay sormazdık. Bize doktorlar ne söylerlerse dosyaya biz onu yazdık. Bebeğin ne şekilde ve nasıl öldüğü bilmezdik. Sezaryen ameliyatlarda da ölü doğum olurdu. Hangi annelerin olduğundan bilgim yok. 34 haftalık bebeği ben 7 aylık olarak hatırlıyorum. 2016 yılından önceydi. Bebeğin ölü olduğunu duymuştum. Bana ameliyathaneyi hazırla dediler hazırladım. O gün ameliyatta ben, Fahri bey, Taner bey ve anestezi uzmanı O. A. vardı. Fahri bey bebeği ölü olarak aldı ve bana verdi. Ben de onu diğer fetüsler gibi sarıp A. D.’ye verdim. Ancak A. D.’nin bunları gömdüğünü bilmiyordum. Belediyeyle yapılan bir işlem olarak biliyordum. Her şey doktorların talimatıyla kontrol altına alınıyordu. Bebek kordonundan iğneyle örnek alınıp İngiltere’ye gönderildiğini biliyordum. Ben, hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum.”

Okburan: Hiç yasadışı bir şey yapmadım

Sanık 3 Ayşegül İşbilen’in avukatı Emre Kadri tanık dinletmeyeceklerini ve müdafaalarını kapattıklarını söyledikten sonra, savunma hakkı sanık 4 Taner Okburan’a geçti.

Sanık Taner Okburan da, yeminsiz olarak sanık kutusundan yaptığı beyanda, bugüne kadar yasadışı bir şey yapmadığını beyan etti ve şöyle devam etti:

“64 yaşındayım. Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde 1975 yılında göreve başladım. Uzun yıllar orda çalıştıktan sonra emekli oldum. Emekli olduktan sonra da cerrahi ameliyatlara birçok doktor tarafından çağrıldım. Her operasyon başına 200 TL ücret alırdım. Ben hastanın önceki muayenesini bilmem. Hastayı ben gördüğümde bayılmış ve ameliyata hazır bir pozisyonda olur. Doktor ne söylerse ben onu yaparım. Sorumluluk ona aittir. 40 yıllık meslek hayatımda yüzlerce ameliyata girdim. Hiçbir zaman doktorun verdiği talimatın dışına çıkmadım. Benim iğne yapma yetkim yoktur. Eğer doktor öyle bir talimat verirse belki yapardım ama bugüne kadar öyle bir talimat da almadım. Birçok ameliyatta onlarca ölü bebek gördüm. Ama hiçbir bebeğin canlı doğup öldürüldüğüne şahit olmadım. Adalete güveniyorum ben yasadışı bir suç işlemedim.”

Sanık 4 Taner Okburan’ın yerinden yeminsiz beyanlarının ardından sanık avukatı Emre Kadri, müvekkilinin müdafaası için mahkemeye tanık olarak Dr. A. S.’yi tanık olarak dinletti.

Dr. A. S.: 36 yıllık arkadaşım

Tanık olarak yeminli şahadet veren Dr. A. S., sanık Taner Okburan’la 36 yıllık tanışıklığı olduğunu söyledi.

Okburan’ın dürüst bir insan olduğunu ve yasadışı bir işlem yapacağına inanmadığını kaydeden A. S., hemşirelerin ameliyatlarda yardımcı personel olduğunu, teşhis ve tanıyı doktorların yaptığını, hemşirenin ameliyatlara müdahale etme haklarının olmadığını söyledi. Dr. A. S. daha sonra iddia makamının sorularını yanıtladı.

“Burada herkes her şeyi yapıyor”

Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, Dr. A. S.’ye hemşirelerin iğne salıp salamayacağını sordu. Bunun üzerine de A. S. “kurallara baktığınızda salmaması gerek, ancak bizim ülkemizde herkes her şeyi salabiliyor. Herkes her şeyi yapabiliyor” diye cevap verdi.

Savcı Akyener’in A. S.’ye, sanık Taner Okburan’ın ameliyatlara ne kadar girdiğini sordu. A. S. ise ayda en az 2-3 kez girdiğini söylemesi üzerine, Savcı Akyener, Dr. A. S.’nin klinik kayıtlarını getirmesini istedi. Sanık avukatının bu talebe itiraz etmediğini söylemesinin ardından, Başkan Fatma Şenol, Dr. A. S.’nin kayıtları getirip getirmeyeceğine kendisinin karar vereceğini söyledi ve davayı 12 Ocak 2016 Perşembe gününe tehir etti.




DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Puan Durumu