© Ne Haber Kıbrıs

Arıklı nefes alsa suçlu…!

Nedir Arıklı ile alıp veremedikleri?

Yağmur yağsa sorumlusu Erhan Arıklı…

Açık söyleyeyim bazen bir haberi veya bir sosyal medya paylaşımını üç kez tekrar tekrar okuyorum, Arıklı niye suçlanıyor anlayabilmek için…

KTAMS ve Kamu-İş Motorlu Araçlar Birimi’nde tam gün grev başlatmış. Yapılan basın açıklamasında öyle anlamsız gerekçeler sunuldu ki, ilgili haberi tekrar tekrar okuma ihtiyacı duydum.

“Seçim döneminde Erhan Arıklı’nın bazı çalışanları parti propagandasında kullanmak üzere izinli gösterdiğini savundu Güven Bengihan…

Arıklı’yı, çalışanları partisinin propaganda işlerinde kullandığı gerekçesiyle eleştirdi.

Ama grev nedenleri bu değil tabi.

Maksat Bakan Arıklı’yı yerde yere vurmak ya, bu mevzuya da değindi.

Yahu seçim dönemlerinde bunu yapmayan parti mi var?

Seçim dönemi neler neler dönüyor siz bilmiyor musunuz? Bunu sadece Bakan Arıklı mı yaptı?

Yapmayın etmeyin biraz dürüst olun ki biz de diyelim ki, “vay be helal olsun adamlar doğruyu söylüyor.”

Seçim dönemi devlet dairelerinde çalışan sempatizanlarının altına kiralık araçlar veren partiler yok muydu?

Seçim döneminde diğer partilerin bağlı dairelerinde çalışanların iş yerlerine ve hatta bakanların bakanlığa uğradığı mı vardı?

Niye sadece Arıklı’yı söylüyorsunuz?

Ben görev yerine gitmeyen ve seçim propagandası yapması için görevlendirilen daha devlet görevlileri bilirim.

En alt kademeden en üst kademeye kadar.

Siz de bilirsiniz, niye işinize gelenleri tu kaka yapıp işinize gelmeyenleri görmezden gelirsiniz?

Nedir sizin şu Arıklı ile alıp veremediğiniz?

Niye gökten yağmur yağsa Arıklı’yı yerden yere vurmaya bu kadar heveslisniz?

“Sen bir Motorlu Araçlara tuvalet yapamadın!” diyor sendikacı grev nedeni olarak.

İlgili bağlı dairenin müdürünü eleştirmiyor yani bu konuda veya ona çağrı yapmıyor. Zira Bakan bilecek tuvalet gerekliliğini…

Bakan gidip yapacak daireye tuvaleti.

Tövbe tövbe…

Tam bir yıl önce göreve gelmiş bir bakandan tuvalet de beklersiniz, anayol da beklersiniz, hava alanı da beklersiniz.

21 Şubat 2022 tarihinde yani geçen yıl tam da böyle zaman göreve gelmiş bir bakana hakikaten de fazla yüklenilmiyor mu?

Din İşleri Başkanı’nın gündem olan sözleri ile ilgili yine Bakan Arıklı taşa tutulmadı mı?

Ne alaka derseniz bir bahane bulunuyor işte.

Hükümet adına Meclis’te soruları yanıtlayan Bakan Erhan Arıklı, bahse konu hoca ile ilgili “uydurma hadislerle konuşmuş, doğru bulmuyorum, vicdanı ile baş başa bırakıyorum” dedi.

Daha ne desin? Ne dese de zaten yerden yere vurulacaktı. Çünkü Bakan kendisi de ilahiyat mezunu.

Amaç ve niyet Arıklı’yı da halkın gözünden kötü göstermek, itibarını zedelemek.

Bakan Arıklı şunları söyledi:

“Sözleri oldukça yanlış anlaşıldı bir ilahiyatçı olarak aynı eğitimi almış aynı fakülteden mezun olan biri olarak söylüyorum… Hoca inşallah bundan sonra maksadını aşan sözler söylemez. Düşünün ki İslam dini, Kuran-ı Kerim cahiliye döneminde kadınların insan yerine koyulmadığı bir dönemde ortaya çıkmış ve kadınlara erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu ortaya koymuş bir dindir. Hatta birçok konuda erkekten üstün kılmıştır. Zaman içinde belli bir dönemden sonra erkek hegemonyasıyla uydurulan bu hadislerle kadınlara verilen özgürlükler geri alınmaya başlanmıştır. Bizim yapmamız gereken kadına İslam’ın Kuran’ın verdiği hakları iade etmektir. Böyle olması gerekirken uydurma hadislerden yola çıkan anlayış bize yakışmaz. Bu konuyla ilgili değerlendirmelerimizi yapıyoruz…

Meydanı feministlere bırakmamak varken kadınların haklarını gasp eden uydurma hadisler ortaya çıkarmak doğru bir yaklaşım değil. Eşim de ilahiyatçı… İlk tepki gösterenlerden biri de kendisidir” dedi.

Yani daha ne desin bu adam?

Bu sözlerine rağmen, ne münasebet Arıklı övülecek miydi? Olur mu hiç öyle şey?

Vurun abalıya…! Arıklı bu konuya da karıştırıldı ve sanki Din İşleri Başkanı’nı savunuyormuş gibi lanse edilmeye çalışıldı.

Halbuki sözlerinden ben, Din İşleri Başkanı’nı kınadığını, eleştirdiğini ve de savunmadığını anlıyorum. Sözlerini oldukça yanlış bulduğunu hatta eşinin de tepki gösterdiğini açıkça söylüyor.

Yani nefes alsa gömülmeye çalışılıyor, nefes alsa çamura batırılmaya çalışılıyor anlayacağınız.

Hani derler ya bazısının okkası ağır gelir işte tam da ondan.

Şimdi de bu açıklamalarından, aslında murat edilen Bakan Arıklı’nın, “Eşim de ilahiyatçı… İlk tepki gösterenlerden biri de kendisidir” sözü gündem olmalıydı.

Ama olur mu hiç? Bakan Arıklı, zaten ilahiyatçı olduğu için belki de istenmeyen adam ilan edilmeye çalışılıyor?

Niye?

Pardon ama siz Müslüman bir ülkede ateistliği yaymaya çalışan din düşmanlarımı sınız?

 
 
 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER