YÖDAK üyelerine yapılan tehdit ve şantajlar gün ışığına çıktı

Bildiriyi Hasgüler okudu

Prof.Dr. Hasan Kömürcügil, Prof.Dr. Olgun Çiçek ve Prof.Dr. Mehmet Hasgüler imzalı bildiriyi okuyan Hasgüler, YÖDAK’ın itibarının yeniden kazanılması için Gökçekuş’un istifa etmesi gerektiğini vurguladı.

Kendilerini devletin üstünde görüyorlar

Yaşananların bireysel çatışmaların ürünü değil, farklı güç odaklarının kendilerini devletin üzerinde görmesi ile oluşan her kurumu çıkarları yönünde istedikleri gibi idare edebilecekleri anlayışının sonucu olduğunu söyleyen Hasgüler, Gökçekuş’un hukuksuzluklarının görmezden gelinmesini eleştirdi.

Cumhurbaşkanı ve Ombudsman’a çağrı

Gökçekuş’un tarafsızlığını yitirdiğini, üyeler üzerinde baskı, korku, tehdit ve mobbing girişimlerinde bulunduğunu kaydeden Hasgüler, Cumhurbaşkanı Akıncı ve Ombudsman’ın yapılan şikayetlere rağmen bir sonuç alınamadığını belirtti.

Bu coğrafyada doğduğunu, bu coğrafyada ölmek istediğini belirten Hasgüler, açıklamasında “Ailemden aldığım onur ile doğru bildiğimden şaşmayarak gömülmek isterim. Bugün burada bu toplantıyı düzenliyor olmamın sebebi ise, bana şantaj yapan, tehdit eden, canlı canlı gömmeye çalışanlara hodri meydan demek” ifadesini kullandı.

Parayla satın alınanlar

Devlet kurumlarında görev alan üst düzey yöneticileri para ile satın alamayanların artık şantaj ile istediğini yaptırmaya çalıştıklarını öne süren Hasgüler “KKTC devletinin üstünde hiç bir güç yoktur. Bu devletin yasaları ve hukukunun üzerine kimse çıkamaz. Devlet yönetiminde bazı zafiyetler ya da siyasette çalkantılar olabilir. Ancak tüm bunlar, devlet olgusu altında, yörnetimsel çözüm metodları ile çözülebilir. Maalesef bunu göz ardı edenler, kendilerini devletin üstünde görmeye çalışanlar, artık KKTC için bir tehdit olmuştur” dedi.

Hasgüler’in sözleri

Hasgüler medya önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Basın toplantısının ana gündemine geçmeden önce belirtmek isterim ki, bu basın toplantısının esas adresi YÖDAK binasının içi olmalıydı. Ancak maalesef bugüne kadar YÖDAK’ın fiziki ve kurumsal alt yapısına önem verilmediği için, balkonda sizlerle buluşmak zorunda bırakıldık. Bir balkon konuşması da biz yapalım istedik”

Şantaj, tehdit

Ben Prof. Dr. Mehmet Hasgüler. Bu coğrafyada doğdum, büyüdüm ve yine kısmet olursa burada ölmek isterim. Ancak ailemden aldığım onur ile doğru bildiğimden şaşmayarak gömülmek isterim. Bugün burada bu toplantıyı düzenliyor olmamın ilk sebebi ise; bana şantaj yapan, tehdit eden, canlı canlı gömmeye çalışanlara HODRİ MEYDAN demek!…

Devlet kurumlarında görev alan üst düzey yöneticileri para ile satın alamayanlar, artık şantaj ile istediklerini yaptırmaya çalışmaktadır!

KKTC Devleti üzerinde kimse yoktur. Bu devletin yasaları ve hukukunun üzerine kimse çıkamaz. Devlet yönetiminde bazı zafiyetler ya da siyasette çalkantılar olabilir. Ancak tüm bunlar, devlet olgusu altında, yönetimsel çözüm metotları ile çözülebilir. Maalesef bunu göz ardı edenler, kendilerini devletin üzerinde görmeye çalışanlar, artık KKTC için bir tehdit olmuştur.

Hukuksuzlukları, şantajları deşifre

Bilinmelidir ki uzun zamandır gündemde olan ve aslında kamuoyunun da çok yakın takip ettiği Yüksek Öğrenim ve Akreditasyon Kurumu’nda yaşananlar, bireysel çatışmaların ürünü değil, farklı güç odaklarının kendilerini devletin üzerinde görmesi ile oluşan her kurumu çıkarları yönünde istedikleri gibi idare edebilecekleri anlayışının sonucudur.

Yakın geçmişte YÖDAK’ın dinlendiği, toplantıların YDÜ’ye sızdırıldığı haberleri basında da yer almıştı… Hepiniz hatırlayacaksınız. Bazıları, bizi o günlerde paranoyak olarak bile görmüş olabilir. Ama üzülerek gördük ki haklılığımız belgelendi. YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’un hukuksuzluklarını görmezden gelenlerin de bugün söyleyeceklerimi daha dikkatli dinlemesini öneririm.

“Youtube’a atarız ve bunları herkes dinler”

YDÜ Yöneticilerinden, aynı zamanda 26 yıldır tanıdığım bildiğim dostum olan Sn. Murat Tüzünkan maalesef kişisel münasebetimizi YDÜ patronlarının menfi çıkarları için kullanmaya çalışmıştır.

Kendisi son günlerde defaatle beni arayarak hukuk huzurundaki bir konu olan “Girne Üniversitesi” programlarını görüşmemiz ve hukuk dışı davranmamı istemiş; öncelikle bana, YÖDAK görev sürem bittiğinde Dekanlık ve ardından eşim için iş teklifi yapmıştır… Teklifleri burada saymaya gerek yoktur… Dile bizden ne dilersen modunda konuşmalar yapıldı… Bunları biz de kapı kapı dolaşıp anlatalım mı? Bu çirkin teklifi reddetmem sonucunda kendisi ile yaptığım bir başka telefon görüşmesini kaydederek YDÜ sahiplerine vermiştir.  Söz konusu telefon kaydında da onurlu duruşuma leke sürecek en ufak bir söylemim olmamıştır.

Ancak dostane bir görüşmede geçen diyaloglarımda yer alan bazı kelimeleri seçerek, “Youtube’a atarız ve bunları herkes dinler” şantajında bulunan Sn. YDÜ Patronlarına ve yöneticilerine buradan tekrar HODRİ MEYDAN diyorum…

Başka kimlere şantaj yapıldı?

Unutulmamalıdır ki bu olay sadece bir örnektir. Peki ya devletin diğer üst düzey makamlarında görev yapanlara da bu tip şantaj yapıldı mı? Boyun eğen var mı? Artık onlar da konuşmalıdır! Kral çıplaktır! Esas olan önce halkın ve kişisel vicdanımızın sonra Allahın huzurunda hesap verebilmektir!

Basın toplantısı bitiminde avukatım Sn. Asena ile hem savcılığa hem polis genel müdürlüğüne söz konusu şantaj ile ilgili suç duyurusunda bulunacağımı belirtmek isterim.

Bilinmelidir ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. KKTC’de onurlu insanlar vardır ve bu onur, her türlü kirliliği yenecektir.