"Kıbrıs Türk tarafı olarak çözüm irademiz elbette devam ediyor"

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı açıklama ile Kıbrıs Türk tarafı olarak çözüm iradesinin devam ettiğini fakat Rum tarafının yaptığı yanlıştan dönemesi gerektiğine dikkat çekti.

Akıncı:

Kıbrıs'ta müzakereler bugün tıknama noktasında olsa da Türkiye’nin de yakın ilgi duyduğu bir alan. Bu çerçevede Sn. Başbakan ve çalışma arkadaşlarıyla yaşadığımız sorunları yüz yüze de konuşma fırsatı bulduk.

Kendilerine son gelişmeleri aktarma fırsatı bulduk. Bundan sonrası için değerlendirme yapma imkanı bulduk. Bugünlerde en büyük beklentimiz kuşkusuz ki Rum tarafında yapılmış bu vahim hatadan dönülmesidir. Hatadan dönmek bir erdemdir. İhtiyaç oılan barış kültürüdür, enosis kültürü değil. Yanlıştan dönülebileceğini Kıbrıslı Türk’lere gösterebilirlerse bir gelişme olur.

Olmayan ve erozyona uğrayan iki halk arasındaki güvenin yeniden inşasına yardımcı olur diye düşünüyorum. Son zamanlarda dört özgürlük diye tanımlanan Türk-Yunan dengesinin Kıbrıs’ta tesis edilmesi konusu bugünlerde en çok gündeme gelen Rumlar'ın da en çok istismar ettikleri bir konu olduğu için altını çizmek istiyorum.

Biraz önce Junker ve Anastasiadis’nin yaptığı görüşmenin ardından söylediklerini okuma fırsatı buldum.

Bunun ta 1960’tan gelen bir tarihçesi olduğunu hatırlatmalı.

Kıbrıs Cumhuriyeti oluşturulurken Türk ve Yunan en çok müsadeye mazhar ülke tanımı yapılmıştı. Benden önceki dönemde de bu konu varlığını muhafaza etti.

Talat-Hristofyas anlaşmalarının bir parçasıydı ve bu günlerde sanki yepyeni bir şeymiş gibi takdim edilmesini geçrekten anlamak zordur.

Bu konuda makul formüller olduğu halde çözüm olanağı olduğu halde gidip Sn. Anastasiadis’in AB’yi bu konuda kışkırtmasını da anlamak gerçekten mümkün değil.

Bütün bunlara rağmen Kıbrıs Türk tarafı olarak çözüm irademiz elbette devam ediyor.

Biz, adada varılacak bir çözümün sadece ada halkları için değil Türkiye ve Yunanistan için de güvenlik, eşitlik ve özgürlüğümüzü garanti altına alacak bir çözüm bölgede enerji güvenliğini de işbirliği olanaklarını da elbette sağlayacak, yardımcı olacaktır.

Aksi takdirde böglede yeni gerginlikler olabilir. Bunu söyledikçe de Akıncı bizi tehdit ediyor şeklinde yaklaşımlar geldi. Bunun tehditle değil gerçeklikle alakası var.

Eğer bu söylediğim çerçevede tüm tarafların yararlı çıkacağı bir çözüme çıkabilirsek KKTC, Kıbrıs Türk Kurucu Devleti haline dönüşür ve federal çatı altında yolumuza devam ederiz. Bizim dışımızdaki nedenler ve özellikle Rum tarafı nedeniyle bu olamıyorsa, KKTC ortadan kaybolacak değil, gelişerek yoluna devam edecektir. O zaman da iki taraf da iki devletli bir çözüme hazır olmak zorundadır.

Her koşulda Türkiye ile ilişkilerimizin artarak süreceğini ifade etmek istiyorum.

Tarihten gelen bağlarımızla TC ile ilişkilerimiz şimdi de eğer olursa bir çözümden sonra da devam edecektir.

Bu ilişkilerden Kıbrıs Türk halkına daha güzel bir gelecek yaratabilmek için yararlanmamız lazım, evimizin içini her geçen gün daha bir düzene koymak lazım.

Bunu yaptıkça olası bir çözüme daha hazır hale geleceğimizi düşünüyorum. Bu düşüncelerle Sn. Başbakan’a hoş geldiniz diyor, bizlere yaptıkları katkılar çerçevesinde ilişkilerimizin her düzeyde daha da iyiye gideceğinden emin olarak kendilerine Türkiye’de de yürüttükleri çalışmalarında başarılar diliyorum.