Mali genel kurulda konuşma yapan KTEZO Başkanı Mahmut Kanber, Oda yasa tasarısı ile ilgili son aşamaya gelindiğini, yasanın esnaf ve zanaatkarlar için çok önemli olduğunu belirterek, yasanın içeriği ile ilgili bilgi verdi. Yasa ile birlikte çalışılmış olan mesleki ve işyeri standartlarının uygulamaya girebileceğini, işyeri planlaması yapılabileceğini kaydeden Kanber, esnaf ve zanaatkar tanımının da yasada yapılmış olmasından dolayı hileli pek çok işyerinin denetim altına alınabileceğini söyledi. Kanber, ülkede vergi adaleti olmadığını, dolayısıyla vergi sisteminde reform olması gerektiğini savunduklarını ifade etti. Kanber, ülkedeki yaşam koşulları ve pahalılık düşünüldüğünde sigorta primlerinin düşük gelir grupları için yüksek miktarda olduğunu kaydetti. Devletin ustalık belgesi ile çalışan kişilerin sigorta prim yatırımları ile vergilerini artırmak istediğini, ancak bunun doğru olmadığını ve Oda olarak karşı çıktıklarını ifade etti. Kanber, toplumda hastanelerden ve devlet okullarından sadece yoksulların yararlanabileceği şeklinde bir algı oluştuğunu, bunun sebebinin de sağlık ve eğitimde gerekenin yapılmamasından kaynaklı olduğunu, siyasetin de bu sorunlara bir türlü müdahale edemediğini belirtti. Kanber, ulaşım konusunda da toplu taşımacılık sisteminin kurulması gerektiğini vurguladı. Dövizin yüksek olmasının da birçok olumsuz etkisi bulunduğunu hatırlatan Kanber, kazancın TL olduğu bir ülkede giderlerin dövize endeksli olmasının esnafı bitireceğini belirtti. Kanber, tüm bu haksızlık ve olumsuzluklarla esnaf ve zanaatkarlar olarak birlikte örgütlü bir şekilde mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.
KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga ise yaptığı konuşmada ülkede farklı meslek alanlarının bulunduğunu ancak sorunların ortak olduğunu söyledi. İşyeri ve meslek standartları oluşturulması ve uygulanması gerektiğini, Girne Çatalköy örneği düşünüldüğünde şehir master planlarının çok önemli olduğunu kaydeden Tulga, kaliteli bir yaşam ve ülkede gelirden herkesin pay aldığı bir sosyal ekonomi yaratılacaksa bu hususların çok önemli olduğunu vurguladı. Tulga, ülkede bir kalkınma politikasından söz edilecekse, bunlarsız olamayacağını, ayrıca üzerinde uzun zamandır emek verilen üretimin markalaşmasının da en az bunlar kadar önemli olduğunu belirtti. Turizmin de bu şekilde anlam kazanabileceğini hatırlatan Tulga, işsizliğin de önüne eğitime çekidüzen vererek mesleki eğitime yönlendirme ile geçilebileceğini ifade etti. Giderek artan sıklıkta döviz krizleri ile karşı karşıya kalındığını, dolayısıyla yoksullaşmanın arttığını söyleyen Tulga, üretmeyen dolayısıyla yeterince katma değer yaratmayan ve her şeyi döviz üzerinden ithal eden bir ülkede bu durumun kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Ancak bunun da kader olmadığını, Oda olarak döviz ile ilgili alınabilecek tedbirleri sunmaya hazır olduklarını kaydeden Tulga, esas olanın da kalkınma planları ile üretimin artırılmasından, gelir adaletini gözeterek toplumsal direnci artırmaktan geçtiğini ifade etti.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.